Yumurtalık Kanseri Tedavisi
Yumurtalık (Over) Kanseri: Tanı, Evreleme ve Uzman Tedavi Yaklaşımları
Yumurtalık (over) kanseri, kadınlarda yumurtalıklarda yer alan hücrelerden kaynaklanan kötü huylu (malign) tümörlere verilen genel isimdir. Yumurtalıklar, kadın üreme sisteminin önemli bir parçası olup hem yumurta hücrelerini üretir hem de östrojen ve progesteron gibi hormonları salgılarlar. Yumurtalık kanseri, ne yazık ki erken evrelerde genellikle belirgin şikayetlere yol açmaması ve etkili bir tarama yönteminin bulunmaması nedeniyle sıklıkla ileri evrelerde teşhis edilebilen, bu yüzden de jinekolojik kanserler arasında en tehlikelilerinden biri olarak kabul edilen bir hastalıktır.
Yumurtalık kanseri tek bir hastalık değildir; farklı hücre tiplerinden kaynaklanan birçok alt tipi bulunur ve her tipin davranış paterni, tedaviye yanıtı ve prognozu farklılık gösterebilir. Bu karmaşık hastalığın tanı, evreleme ve tedavisi, mutlaka Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi, Medikal Onkoloji ve Radyasyon Onkolojisi uzmanlarından oluşan multidisipliner bir ekibin yönetimini gerektirir. Prof. Dr. Nuray Bozkurt, Ankara‘daki kliniğinde, yumurtalık kanseri şüphesi uyandıran belirti veya bulguları olan hastaların ilk değerlendirmesini yapmakta, gerekli tanısal adımları atmakta ve tanı kesinleştiğinde veya yüksek şüphe durumunda hastalarını vakit kaybetmeden Ankara‘daki uzmanlaşmış onkoloji merkezlerine ve deneyimli jinekolojik onkoloji cerrahlarına yönlendirerek tedavi sürecinin en doğru şekilde başlamasına aracılık etmektedir.
Yumurtalık Kanseri Nedir? Tipleri ve Risk Faktörleri Nelerdir?
Yumurtalık kanseri, yumurtalığı oluşturan farklı hücre tiplerinden kaynaklanabilir. Başlıca üç ana tipi vardır:
- Epitelyal Yumurtalık Kanserleri (EOC): En sık görülen tiptir (tüm yumurtalık kanserlerinin yaklaşık %90’ı). Yumurtalığın dış yüzeyini kaplayan epitel hücrelerinden kaynaklanır. Genellikle ileri yaşlarda (menopoz sonrası) ortaya çıkar. Kendi içinde seröz (en sık alt tip, sıklıkla yüksek dereceli-agresif), müsinöz, endometrioid, berrak hücreli (clear cell) gibi alt tiplere ayrılır.
- Germ Hücreli Tümörler: Yumurta üreten (germ) hücrelerden kaynaklanır. Daha çok genç kadınlarda ve adolesanlarda görülür. Genellikle hızlı büyürler ancak kemoterapiye oldukça duyarlıdırlar ve erken evrede tedavi başarısı yüksektir. Disgerminom, yolk sak tümörü, embriyonel karsinom, koryokarsinom ve immatür teratom gibi alt tipleri vardır.
- Seks Kord-Stromal Tümörler: Yumurtalığın hormon üreten (östrojen, testosteron) veya destek (stroma) dokusundan kaynaklanan nadir tümörlerdir. Granüloza hücreli tümör, Sertoli-Leydig hücreli tümör gibi tipleri bulunur. Bazen hormon salgısına bağlı belirtiler verebilirler.
Yumurtalık Kanseri İçin Risk Faktörleri: Diğer birçok kanser türüne göre risk faktörleri daha az belirgindir, ancak bazı faktörler riski artırabilir:
- İleri Yaş: Risk yaşla birlikte artar, en sık menopoz sonrası görülür (epitelyal tip için).
- Aile Öyküsü ve Genetik Yatkınlık: En önemli risk faktörlerinden biridir. Ailede (anne, kız kardeş, teyze, büyükanne gibi birinci veya ikinci derece akrabalarda) yumurtalık, meme, kolon veya endometrium kanseri öyküsü olması riski artırır. Yumurtalık kanserlerinin yaklaşık %15-25’i kalıtsal genetik mutasyonlarla ilişkilidir. Bunların başında BRCA1 ve BRCA2 gen mutasyonları gelir (aynı zamanda meme kanseri riskini de artırır). Ayrıca Lynch Sendromu (HNPCC) gibi diğer kalıtsal kanser sendromları da riski yükseltir. Aile öyküsü belirgin olan kişilere genetik danışmanlık ve test önerilebilir.
- Kişisel Öykü: Daha önce meme, kolon veya endometrium kanseri geçirmiş olmak. Endometriozis öyküsü (bazı alt tipler için riski hafif artırabilir).
- Doğurganlık Öyküsü: Hiç doğum yapmamış olmak (nulliparite), ilk adetin erken yaşta başlaması, menopoza geç girmek, kısırlık öyküsü riski bir miktar artırabilir (sürekli yumurtlama teorisi).
- Hormon Replasman Tedavisi (HRT): Özellikle uzun süreli sadece östrojen içeren HRT kullanımı riski hafif artırabilir. Kombine HRT’nin etkisi daha az belirgindir.
- Obezite: Özellikle menopoz sonrası dönemde riski artırabilir.
- Diğer Faktörler: Talk pudrasının genital bölgede uzun süreli kullanımı (tartışmalı), bazı çalışmalarda Pelvik İnflamatuar Hastalık öyküsü.
Koruyucu Faktörler: Çok sayıda gebelik yaşamış olmak, emzirmek, uzun süreli (genellikle >5 yıl) doğum kontrol hapı kullanmış olmak, tüplerin bağlanması (tüp ligasyonu) veya alınması (salpenjektomi) ve rahmin alınması (histerektomi) gibi faktörlerin yumurtalık kanseri riskini azalttığı gösterilmiştir.
Yumurtalık Kanserinin Belirtileri Nelerdir? Erken Tanı Neden Zordur?
Yumurtalık kanseri erken evrelerde genellikle belirti vermez veya verdiği belirtiler çok belirsiz ve non-spesifiktir. Karında şişkinlik, hazımsızlık, gaz gibi sindirim sistemi şikayetleri veya hafif kasık ağrısı gibi sıkça karşılaşılan ve genellikle başka nedenlere bağlanan belirtiler olabilir. Bu durum, hastalığın genellikle karın içine yayıldığı ileri evrelere kadar fark edilememesine neden olur ve bu yüzden “sessiz katil” olarak da adlandırılır.
Dikkat Edilmesi Gereken, Özellikle Yeni Başlayan ve Israrcı (Sürekli veya Sık Tekrarlayan) Belirtiler:
- Karında Şişkinlik (Bloating): En sık görülen belirtilerden biridir, özellikle geçmeyen ve giderek artan şişkinlik.
- Pelvik veya Karın Ağrısı: Yaygın veya tek taraflı olabilen, sürekli veya aralıklı ağrı.
- İştahsızlık veya Çok Çabuk Doyma Hissi: Az miktarda yemekle bile hemen doyma.
- Sık İdrara Çıkma İsteği veya Ani İdrar Sıkışması: Mesaneye bası nedeniyle.
Daha Az Sıklıkla Görülen veya İleri Evre Belirtileri:
- Açıklanamayan yorgunluk, halsizlik.
- Hazımsızlık, gaz şikayetleri, bulantı.
- Bağırsak alışkanlıklarında değişiklik (kabızlık veya ishal).
- Açıklanamayan kilo kaybı veya nadiren kilo alımı.
- Cinsel ilişki sırasında ağrı (disparoni).
- Anormal vajinal kanama (özellikle menopoz sonrası veya hormon salgılayan tümörlerde).
- Karında sıvı birikmesi (asit) nedeniyle karın çevresinin genişlemesi.
- Sırt ağrısı.
Erken Tanının Önemi ve Zorluğu: Etkili bir tarama testi olmadığı için (Pap smear rahim ağzı içindir, yumurtalık kanserini taramaz), erken tanı genellikle zordur. Bu nedenle, özellikle risk faktörü taşıyan veya yukarıdaki ısrarcı belirtileri (birkaç haftadan uzun süren) yaşayan kadınların vakit kaybetmeden bir jinekolojik değerlendirme için doktora başvurmaları çok önemlidir. Erken evrede tanı konulan vakalarda tedavi başarısı çok daha yüksektir.
Yumurtalık Kanseri Tanısı Nasıl Konulur? Şüphe Durumunda İzlenen Yol
Yumurtalık kanseri şüphesi uyandıran belirtiler veya muayene bulguları varlığında, Prof. Dr. Nuray Bozkurt tarafından Ankara‘da tanısal süreç başlatılır ve genellikle şu adımlar izlenir:
- Detaylı Anamnez ve Risk Faktörlerinin Değerlendirilmesi: Hastanın şikayetleri, süresi, şiddeti, aile öyküsü ve diğer risk faktörleri dikkatlice sorgulanır.
- Pelvik Muayene: Karında şişlik, hassasiyet, ele gelen kitle olup olmadığı, yumurtalıkların boyutu ve hareketliliği, rahim ve çevre dokuların durumu değerlendirilir. Rektovajinal muayene (hem vajina hem rektumdan yapılan muayene) de önemli bilgiler verebilir.
- Transvajinal ve Abdominal Ultrasonografi (USG): Yumurtalıkların ve diğer pelvik organların görüntülenmesi için en önemli ilk basamak testtir. Yumurtalıklardaki kist veya kitlelerin varlığı, boyutu, iç yapısı (basit mi, komplike mi – katı alanlar, bölmeler, papiller çıkıntılar içeriyor mu?), kanlanması (Doppler ile) değerlendirilir. Karın içinde sıvı (asit) olup olmadığına bakılır. Ultrason bulguları kitlenin iyi huylu mu yoksa kötü huylu mu olduğu konusunda önemli ipuçları verir ancak tek başına kesin tanı koydurmaz.
- Kan Testleri (Tümör Belirteçleri):
- CA-125: Özellikle epitelyal over kanserlerinde sıklıkla yükselen bir tümör belirtecidir. Menopoz sonrası kadınlarda yüksekliği daha anlamlıdır. Ancak erken evre kanserlerde normal olabilir ve birçok iyi huylu durumda (miyom, endometriozis, enfeksiyon, gebelik, karaciğer hastalığı, hatta adet dönemi) da yükselebilir. Tanıdan çok, tedaviye yanıtı ve nüksü takip etmede daha değerlidir.
- HE4 ve ROMA Skoru: HE4 başka bir belirteçtir. CA-125 ile birlikte hesaplanan ROMA skoru, kitlenin malign olma olasılığını tahmin etmede yardımcı olabilir.
- Genç Hastalarda: Germ hücreli tümör şüphesi varsa AFP, Beta-hCG, LDH gibi belirteçlere bakılır.
- Stromal Tümör Şüphesinde: İnhibin A/B, östrojen gibi hormonlara bakılabilir.
- İleri Görüntüleme Yöntemleri: Kanser şüphesi yüksekse veya hastalığın yaygınlığını değerlendirmek için BT, MRG veya PET-CT gibi testler istenebilir. Bu testler karın içi organları, lenf nodlarını ve uzak organları (akciğer, karaciğer) değerlendirerek evreleme hakkında ön bilgi sağlar.
- Kesin Tanı ve Cerrahi Evreleme: Yumurtalık kanserinin kesin tanısı ve evrelemesi genellikle ameliyat sırasında yapılır. Ameliyatta şüpheli yumurtalık dokusu veya tümör çıkarılır ve ameliyat sırasında hızlı patolojik inceleme (frozen section) yapılabilir. Kanser tanısı doğrulanırsa, aynı seansta Jinekolojik Onkoloji Cerrahı tarafından cerrahi evreleme ve sitoredüktif (tümör küçültücü) cerrahi gerçekleştirilir. Nadiren, ameliyat öncesi ultrason eşliğinde biyopsi veya karından sıvı alınması (parasentez) ile de tanı konulabilir.
Yumurtalık Kanseri Evrelemesi Neden Önemlidir?
Evreleme, kanserin başlangıç noktasından ne kadar uzağa yayıldığını belirler. Bu, en uygun tedavi yöntemini seçmek ve hastalığın gidişatı (prognoz) hakkında bir fikir edinmek için kritik öneme sahiptir. Evreleme genellikle FIGO (Uluslararası Jinekoloji ve Obstetrik Federasyonu) sistemine göre yapılır ve temel olarak 4 evreden oluşur (Evre I: Yumurtalıkta sınırlı, Evre IV: Uzak organlara yayılmış).
Yumurtalık Kanseri Tedavi Yöntemleri: Mutlaka Uzmanlaşmış Onkoloji Ekibi!
Yumurtalık kanseri tedavisi oldukça karmaşıktır ve mutlaka Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi uzmanı liderliğinde, Medikal Onkolog ve Radyasyon Onkoloğunun da yer aldığı multidisipliner bir ekip tarafından planlanmalı ve yürütülmelidir. Tedavi, kanserin evresine, histolojik tipine, derecesine, hastanın yaşına ve genel sağlık durumuna göre belirlenir.
1. Cerrahi Tedavi (Ameliyat):
- Yumurtalık kanseri tedavisinin ana temelidir.
- Amaçları:
- Kesin Tanı: Şüpheli kitlenin çıkarılıp patolojik incelenmesi.
- Cerrahi Evreleme: Kanserin yaygınlığının tam olarak belirlenmesi (rahim, diğer yumurtalık, tüpler, lenf nodları, omentum, karın içi yüzeyler incelenir ve örnekler alınır).
- Sitoredüksiyon (Debulking): Gözle görülebilen tüm tümör dokusunun mümkün olduğunca tamamen çıkarılması. İleri evre hastalıkta geride hiç tümör kalmaması (optimal debulking) veya en fazla 1 cm’den küçük tümör kalması, tedavinin başarısı ve sağkalım için en önemli faktörlerden biridir.
- Yapılan İşlemler: Standart ameliyat genellikle Total Abdominal Histerektomi (rahmin alınması), Bilateral Salpingo-Ooferektomi (her iki tüp ve yumurtalığın alınması), Omentektomi (karın içi yağ dokusunun çıkarılması), Pelvik ve Para-aortik Lenf Nodu Disseksiyonu (lenf bezlerinin çıkarılması) ve karın içi şüpheli alanlardan biyopsiler alınmasını içerir.
- Yaklaşım: Bu ameliyatlar genellikle açık cerrahi (laparotomi) ile yapılır çünkü karın içinin tam olarak değerlendirilmesi ve tümörün eksiksiz çıkarılması gerekir. Seçilmiş erken evre vakalarda laparoskopik veya robotik cerrahi de düşünülebilir.
- Fertilite Koruyucu Cerrahi: Çok nadiren, tek taraflı, erken evre, belirli tip (germ hücreli veya borderline) tümörü olan ve çocuk isteği bulunan çok genç hastalarda, sadece hastalıklı yumurtalık ve tüpün alınması, rahmin ve diğer yumurtalığın korunması düşünülebilir. Çok yakın takip gerektirir.
- Önem: Bu ameliyatların mutlaka deneyimli bir Jinekolojik Onkoloji Cerrahı tarafından yapılması kritik öneme sahiptir.
2. Kemoterapi:
- Yumurtalık kanseri tedavisinin diğer temel taşıdır. Kanser hücrelerini ilaçlarla yok etmeyi amaçlar.
- Ne Zaman Kullanılır? Neredeyse tüm evrelerde (çok erken evre ve düşük riskli bazı durumlar hariç) cerrahi sonrası (adjuvan kemoterapi) nüks riskini azaltmak amacıyla standart olarak uygulanır. İleri evre hastalıkta veya nükseden hastalıkta da kullanılır. Bazen ameliyat öncesi (neoadjuvan) tümörü küçültmek için de verilebilir.
- Uygulama: Genellikle Karboplatin ve Paklitaksel ilaçlarının kombinasyonu şeklinde, damar yoluyla (intravenöz), 3 haftada bir, toplam 6 kür olarak verilir. Bazen karın içine doğrudan kemoterapi (intraperitoneal – IP) veya ısıtılmış kemoterapi (HIPEC) gibi yöntemler de kullanılabilir.
- Medikal Onkolog tarafından yönetilir.
3. Hedefe Yönelik Tedaviler:
- Kanser hücrelerinin büyüme ve yayılmasında rol oynayan spesifik molekülleri hedef alan ilaçlardır.
- PARP İnhibitörleri (Olaparib, Niraparib vb.): Özellikle BRCA gen mutasyonu olan veya platine duyarlı nükseden hastalarda idame (koruma) tedavisinde veya tedavi amacıyla kullanılırlar. Çok önemli bir gelişmedir.
- Anti-anjiyogenik İlaçlar (Bevacizumab): Tümörün yeni damar oluşturmasını engelleyerek büyümesini yavaşlatır. Genellikle kemoterapiye eklenir ve idame tedavisinde kullanılır.
- Medikal Onkolog tarafından yönetilir.
4. Radyoterapi (Işın Tedavisi):
- Yumurtalık kanseri tedavisindeki rolü sınırlıdır. Genellikle kemoterapi ve cerrahiye göre daha az kullanılır. Daha çok belirli bölgelerdeki nüksleri veya ağrı, kanama gibi belirtileri kontrol etmek amacıyla (palyatif) kullanılır.
5. Hormon Tedavisi:
- Rolü oldukça sınırlıdır. Nadiren, hormon reseptörü pozitif olan düşük dereceli veya nükseden bazı tümör tiplerinde veya stromal tümörlerde denenebilir.
Tedavi Sonrası Takip ve Prognoz (Hastalığın Seyri)
Tedavi tamamlandıktan sonra hastalar, hastalığın tekrarlama (nüks) riskini erken saptamak ve tedavinin yan etkilerini yönetmek amacıyla düzenli ve yakın takip altında olmalıdır. Takipler genellikle Jinekolojik Onkolog ve Medikal Onkolog tarafından birlikte yürütülür ve fizik muayene, CA-125 kan testi ve gerektiğinde görüntüleme yöntemlerini içerir.
Yumurtalık kanserinin prognozu (hastalığın gidişatı), maalesef birçok diğer kanser türüne göre daha ciddidir, çünkü hastalık sıklıkla ileri evrede teşhis edilir. Prognozu etkileyen en önemli faktörler; tanı anındaki evre, tümörün histolojik tipi ve derecesi, cerrahi ile geride kalan tümör miktarı (debulking başarısı) ve hastanın kemoterapiye verdiği yanıttır. Erken evrede yakalanan hastalarda sağkalım oranları çok daha iyiyken, ileri evrelerde oranlar düşmektedir. Ancak son yıllarda cerrahi tekniklerdeki gelişmeler, yeni kemoterapi rejimleri ve özellikle hedefe yönelik tedaviler (PARP inhibitörleri, Bevacizumab) sayesinde ileri evre hastaların bile sağkalım süreleri ve yaşam kaliteleri önemli ölçüde artmıştır.
Tedavi süreci ve sonrası hastaların psikolojik destek alması, sağlıklı beslenmesi ve yaşam kalitesini destekleyici yaklaşımlardan faydalanması da önemlidir. Genetik mutasyon saptanan hastalarda aile taraması ve danışmanlık da gerekebilir.
Ankara’da Yumurtalık Kanseri Sürecinde Prof. Dr. Nuray Bozkurt’un Rolü ve Desteği
Yumurtalık kanseri gibi ciddi ve uzmanlık gerektiren bir hastalık sürecinde, hastaların ilk başvurduğu ve güvendiği hekimlerden biri olan Prof. Dr. Nuray Bozkurt, Ankara‘da şu önemli rolleri üstlenmektedir:
- Risk Değerlendirmesi ve Farkındalık: Aile öyküsü veya diğer risk faktörleri olan hastaları riskleri konusunda bilgilendirir ve gerekli takip veya danışmanlıkları önerir.
- Erken Şüphe ve Tanısal Adımlar: Şüpheli belirtilerle başvuran hastaları dikkatlice değerlendirir, gerekli muayene, ultrasonografi ve tümör belirteçleri (CA-125 vb.) gibi ilk tanısal testleri yapar veya ister.
- Acil ve Doğru Yönlendirme: Yumurtalık kanseri şüphesi kuvvetli olduğunda veya tanı konulduğunda, hastayı vakit kaybetmeden Ankara’daki deneyimli Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi uzmanlarına ve tam donanımlı onkoloji merkezlerine yönlendirir. Bu hızlı ve doğru yönlendirme, tedavinin başarısı için hayati önem taşır.
- Koordinasyon ve İletişim: Hastanın onkoloji ekibi ile iletişimi ve tedavi sürecinin koordinasyonu konusunda destek olabilir.
- Tedavi Sonrası Jinekolojik Takip: Kanser tedavisi tamamlandıktan sonra, onkoloji ekibinin önerileri doğrultusunda hastanın genel jinekolojik sağlığını takip eder.
- Empatik Destek ve Danışmanlık: Hastalara ve ailelerine bu zorlu tanı ve tedavi sürecinde doğru bilgi aktarımı, moral ve psikolojik destek sağlar. Soruları yanıtlar ve endişeleri gidermeye çalışır. Ulaşılabilir olmak önemlidir (0538 983 18 78)(0312 284 00 12).
Önemli Vurgu: Prof. Dr. Nuray Bozkurt, yumurtalık kanseri tedavisinin cerrahi ve medikal yönetiminin mutlaka Jinekolojik Onkoloji ve Medikal Onkoloji uzmanları tarafından yapılması gerektiğinin altını çizer. Kendisinin rolü, erken şüphe, doğru tanısal başlangıç ve en önemlisi hastayı hızla doğru uzmanlara ulaştırmaktır.
Eğer sizde veya bir yakınınızda geçmeyen karın şişkinliği, kasık ağrısı, iştahsızlık gibi belirtiler varsa veya ailenizde yumurtalık kanseri öyküsü bulunuyorsa, lütfen bir jinekolojik değerlendirme için zaman kaybetmeyin. Ankara‘daki kliniğimizde Prof. Dr. Nuray Bozkurt’tan ilk değerlendirme ve danışmanlık için randevu alabilirsiniz. Şüpheli bir durumda, en doğru ve güncel tedavi için sizi uzman onkoloji ekiplerine yönlendirme süreci başlatılacaktır. Randevu için 0538 983 18 78 numaralı telefondan bize ulaşın.
Merak Ettikleriniz
Yumurtalık kanseri nedir? Belirtileri genellikle neden geç fark edilir?
Yumurtalık hücrelerinden kaynaklanan kötü huylu tümörlerdir. Erken evrede genellikle belirti vermez veya karın şişkinliği, hazımsızlık gibi non-spesifik belirtiler verdiği için tanı sıklıkla ileri evrelerde konulur.
Yumurtalık kanserinin en sık görülen belirtileri nelerdir? Nelere dikkat etmeliyim?
Özellikle yeni başlayan ve geçmeyen karın şişkinliği, pelvik veya karın ağrısı, iştahsızlık veya çabuk doyma hissi, sık idrara çıkma veya ani sıkışma hissi gibi belirtiler önemlidir. Bu belirtiler birkaç haftadan uzun sürerse mutlaka doktora başvurulmalıdır.
Kimler yumurtalık kanseri için daha yüksek risk altındadır? Genetik testler (BRCA) önemli midir?
İleri yaş, ailede yumurtalık/meme/kolon kanseri öyküsü, BRCA1/BRCA2 gibi genetik mutasyonlar, hiç doğum yapmamış olmak, endometriozis öyküsü riski artıran faktörlerdir. Aile öyküsü olanlarda genetik danışmanlık ve testler çok önemlidir.
Yumurtalık kanseri tanısı nasıl konulur? CA-125 testi kesin tanı koyar mı?
Tanı genellikle muayene, ultrasonografi ve CA-125 gibi kan testleri ile şüphelenildikten sonra, ameliyatla çıkarılan dokunun patolojik incelemesiyle kesinleşir. CA-125 tek başına tanı koydurmaz, birçok iyi huylu durumda da yükselebilir.
Yumurtalık kanseri için etkili bir tarama testi var mıdır?
Maalesef, rahim ağzı kanserindeki Pap smear gibi, toplum genelinde etkili olduğu kanıtlanmış bir yumurtalık kanseri tarama testi yoktur. Yüksek riskli kadınlar (aile öyküsü, BRCA mutasyonu vb.) için daha yakın takip (ultrason, CA-125) önerilebilir ancak bunun da etkinliği sınırlıdır.
Yumurtalık kanserinin temel tedavisi nedir? Ameliyat her zaman yapılır mı?
Tedavinin temelini cerrahi (ameliyat) ve kemoterapi oluşturur. Cerrahi hem evreleme hem de mümkün olduğunca tüm tümör dokusunu çıkarma (debulking) amacıyla yapılır ve tedavinin başarısı için çok önemlidir. Çoğu hastada cerrahi sonrası kemoterapi de gerekir.
Yumurtalık kanseri ameliyatını kim yapmalıdır? Neden jinekolojik onkolog önemlidir?
Yumurtalık kanseri ameliyatı (evreleme ve debulking) mutlaka Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi uzmanları tarafından yapılmalıdır. Bu cerrahlar, kanserin yaygınlığını doğru değerlendirme ve geride tümör bırakmayacak şekilde veya en az miktarda bırakacak şekilde radikal bir ameliyat yapma konusunda özel eğitim ve deneyime sahiptirler. Ameliyatın başarısı doğrudan sağkalımı etkiler.
Yumurtalık kanseri tedavisinde kemoterapi dışında hangi ilaçlar kullanılır?
Özellikle son yıllarda PARP inhibitörleri (BRCA mutasyonu olanlarda veya platine duyarlı nükslerde) ve Bevacizumab (anti-anjiyogenik) gibi hedefe yönelik ilaçlar tedavide önemli bir yer tutmaktadır. Bazı durumlarda immünoterapi de kullanılabilir.
Yumurtalık kanseri tedavi edilebilir mi? Başarı şansı nedir?
Tedavi başarısı ve prognoz, büyük ölçüde kanserin tanı anındaki evresine, tipine, derecesine ve cerrahinin başarısına bağlıdır. Erken evrelerde başarı şansı daha yüksekken, ileri evrelerde daha düşüktür. Ancak yeni tedavi yöntemleri ile ileri evre hastaların bile yaşam süreleri uzamakta ve yaşam kaliteleri artmaktadır.
Ankara'da yumurtalık kanseri şüphesi veya tanısı durumunda Prof. Dr. Nuray Bozkurt'a nasıl başvurulur ve süreç nasıl ilerler?
Şüpheli belirtileriniz varsa veya değerlendirme için Prof. Dr. Nuray Bozkurt’a başvurmak isterseniz, Ankara‘daki kliniğine 0538 983 18 78 numaralı telefondan ulaşarak randevu alabilirsiniz. Prof. Dr. Bozkurt ilk değerlendirmeyi yapacak ve kanser şüphesi durumunda sizi vakit kaybetmeden Ankara‘daki uzman jinekolojik onkoloji merkezlerine yönlendirerek tedavi sürecinizin doğru ellerde başlamasını sağlayacaktır.