HPV, Siğil Tedavisi

HPV Enfeksiyonu ve Genital Siğil (Kondilom) Tedavisi

HPV (Human Papillomavirus), cinsel yolla bulaşan en yaygın viral enfeksiyonlardan biridir. Cinsel olarak aktif olan bireylerin büyük çoğunluğu (%80’e yakını) yaşamlarının bir döneminde HPV ile karşılaşır. 100’den fazla farklı tipi bulunan bu virüs grubunun çoğu türü herhangi bir sağlık sorununa yol açmaz ve vücudun bağışıklık sistemi tarafından genellikle 1-2 yıl içinde kendiliğinden temizlenir. Ancak bazı HPV tipleri çeşitli sağlık sorunlarına neden olabilir. Bunlar temel olarak iki gruba ayrılır: Düşük riskli HPV tipleri, genellikle genital siğillere (kondilom) neden olurken; yüksek riskli (onkojenik) HPV tipleri, özellikle rahim ağzında (serviks), ayrıca vulva, vajina, anüs, penis ve boğazda uzun süreli (persistan) enfeksiyona yol açarak yıllar içinde kanser öncüsü lezyonlara ve tedavi edilmezse kansere dönüşebilir.

Bu nedenle HPV enfeksiyonu hakkında doğru bilgiye sahip olmak, düzenli tarama testlerini yaptırmak, korunma yöntemlerini (özellikle HPV aşıları) bilmek ve genital siğil gibi belirtiler ortaya çıktığında uzman bir hekime başvurmak büyük önem taşır. Ankara‘daki kliniğinde Prof. Dr. Nuray Bozkurt, HPV enfeksiyonları, genital siğiller ve HPV ile ilişkili diğer jinekolojik sorunların tanı, tedavi, takip ve önlenmesi konusunda hastalara kapsamlı bir hizmet sunmaktadır.

0538 983 18 78HPV (Human Papillomavirus) Nedir? Nasıl Bulaşır ve Vücutta Nasıl Seyreder?

HPV, deri ve mukoza zarlarını (ağız, boğaz, genital bölge, anüs gibi) enfekte eden bir virüs grubudur.

  • Bulaşma Yolları: En sık bulaşma yolu cinsel temastır (vajinal, anal veya oral seks). Cinsel organların birbirine sürtünmesi gibi yakın cilt temasıyla da bulaşabilir. Bu nedenle prezervatif (kondom) kullanımı bulaşma riskini azaltsa da, temas eden diğer alanları korumadığı için tam bir koruma sağlamaz. Virüs, belirti veya siğil olmasa bile bulaşabilir.
  • Vücuttan Temizlenme: HPV enfeksiyonlarının büyük çoğunluğu (%80-90) geçicidir. Vücudun bağışıklık sistemi, genellikle enfeksiyonu fark etmeden 1 ila 2 yıl içinde virüsü temizler veya kontrol altına alır.
  • Kalıcı (Persistan) Enfeksiyon: Bazı durumlarda, özellikle yüksek riskli HPV tipleriyle oluşan enfeksiyonlar vücutta kalıcı hale gelebilir. Bağışıklık sistemi virüsü temizleyemezse, bu kalıcı enfeksiyon yıllar içinde (genellikle 10-15 yıl veya daha uzun sürede) hücrelerde değişikliklere ve kanser gelişimine yol açabilir. Sigara içmek gibi faktörler enfeksiyonun kalıcı olma riskini artırabilir.
  •  

HPV Tipleri: Düşük Riskli ve Yüksek Riskli HPV Ayrımı Neden Önemlidir?

HPV’nin 100’den fazla tipi vardır, ancak bunların hepsi aynı sağlık sorunlarına yol açmaz. Klinik açıdan önemli olan iki ana grup vardır:

  • Düşük Riskli HPV Tipleri: Bu tipler genellikle kansere neden olmazlar. En sık olarak genital siğillere (kondilom) yol açarlar. Genital siğillerden sorumlu en yaygın düşük riskli tipler HPV Tip 6 ve Tip 11‘dir (tüm genital siğillerin yaklaşık %90’ından sorumludurlar). Nadiren solunum yollarında siğillere (respiratuar papillomatozis) neden olabilirler.
  • Yüksek Riskli (Onkojenik) HPV Tipleri: Bu tipler, uzun süreli enfeksiyon durumunda kansere yol açma potansiyeli taşırlar. Rahim ağzı (serviks) kanserlerinin neredeyse tamamından (%99) sorumludurlar. En sık kansere neden olan yüksek riskli tipler HPV Tip 16 ve Tip 18‘dir (rahim ağzı kanserlerinin yaklaşık %70’inden sorumludurlar). Diğer yüksek riskli tipler de (örn: 31, 33, 45, 52, 58 vb.) kansere neden olabilir. Yüksek riskli HPV tipleri ayrıca vajina, vulva, anüs, penis ve orofarenks (ağız tabanı, dil kökü, bademcikler) kanserleriyle de ilişkilidir. Bu tipler genellikle genital siğillere neden olmazlar ve enfeksiyon çoğunlukla belirti vermez; varlıkları ancak tarama testleri (HPV testi, Pap smear) ile veya neden oldukları hücresel değişikliklerin saptanmasıyla anlaşılır.

Genital Siğil (Kondilom) Nedir? Belirtileri ve Tanısı Nasıl Konulur?

Genital siğiller (kondilomlar), düşük riskli HPV tiplerinin (çoğunlukla Tip 6 ve 11) neden olduğu, genital bölgede veya anüs çevresinde ortaya çıkan iyi huylu (benign) deri veya mukoza büyümeleridir.

  • Görünüm: Genellikle ten renginde, pembemsi veya kahverengimsi renkte, tek veya çok sayıda olabilirler. Yüzeyleri düz, pürüzlü veya en tipik olarak karnabahar benzeri bir görünümde olabilir. Boyutları toplu iğne başı kadar küçük olabileceği gibi, birleşerek büyük kitleler de oluşturabilirler.
  • Yerleşim: Kadınlarda en sık vulva (dış dudaklar, iç dudaklar, klitoris bölgesi), vajina duvarları, rahim ağzı (serviks), perine (vajina ile anüs arası) ve anüs çevresinde görülürler. Erkeklerde ise penis, skrotum (testis torbası) ve anüs çevresinde yerleşebilirler. Nadiren kasıklar veya uyluk iç yüzünde de görülebilirler.
  • Belirtiler: Genital siğiller genellikle ağrısızdır. Ancak yerleşim yerine ve büyüklüklerine bağlı olarak bazen kaşıntı, yanma, hafif kanama (özellikle cinsel ilişki veya sürtünme sonrası) veya akıntıya neden olabilirler. Görünümleri nedeniyle kişilerde estetik kaygı, utanma ve psikolojik strese yol açabilirler.
  • Tanı: Genital siğillerin tanısı genellikle doktor tarafından yapılan dikkatli bir görsel muayene ile konulur. Lezyonların tipik görünümü tanı için yeterlidir. Şüpheli durumlarda (örneğin lezyonun rengi veya yapısı atipikse, tedaviye yanıt vermiyorsa veya hastanın bağışıklık sistemi zayıfsa) tanıyı doğrulamak veya diğer lezyonlardan (molluskum, deri ekleri, kanser öncüsü lezyonlar vb.) ayırt etmek için biyopsi alınabilir. Siğiller için rutin olarak HPV DNA tiplemesi yapılmasına gerek yoktur. Kadınlarda siğil saptandığında, rahim ağzında da lezyon olup olmadığını kontrol etmek için jinekolojik muayene ve Pap smear testi yapılması önemlidir.

Genital Siğil Tedavisi: Ankara’da Uygulanan Güncel Yöntemler

Genital siğillerin tedavisindeki temel amaç, gözle görülen lezyonları ortadan kaldırmak, hastanın şikayetlerini (varsa) gidermek, estetik görünümü düzeltmek ve potansiyel olarak bulaşıcılığı azaltmaktır (ancak tedavi virüsü tamamen yok etmez ve bulaşma riski devam edebilir). Tedavi seçimi; siğillerin sayısı, büyüklüğü, yerleşimi, hastanın tercihi, tedavi maliyeti, olası yan etkiler ve hekimin deneyimine göre kişiye özel olarak belirlenir. Ankara‘da Prof. Dr. Nuray Bozkurt tarafından uygulanan veya önerilen tedavi seçenekleri şunlardır:

1. Hasta Tarafından Uygulanan Topikal Tedaviler (Reçeteli Kremler/Solüsyonlar): Bu tedaviler genellikle küçük ve az sayıda dış genital siğiller için uygundur. Hasta, doktorun tarif ettiği şekilde ilacı doğrudan siğillerin üzerine uygular.

  • Podofiloks (%0.5 solüsyon veya jel): Hücre bölünmesini engelleyerek siğili yok eder. Günde 2 kez, 3 gün uygulanır, 4 gün ara verilir; bu döngü 4 kez tekrarlanabilir. Gebelikte kullanılmaz.
  • İmikimod (%3.75 veya %5 krem): Vücudun kendi bağışıklık sistemini virüse karşı savaşması için uyarır. Genellikle haftada 3 gece yatmadan önce sürülür ve sabah yıkanır. Tedavi birkaç hafta veya ay sürebilir. Ciltte kızarıklık, tahriş gibi lokal reaksiyonlar yapabilir.
  • Sinecatechins (%15 merhem): Yeşil çaydan elde edilen bir ekstredir. Etki mekanizması tam bilinmemekle birlikte bağışıklık yanıtını etkileyebilir. Günde 3 kez uygulanır ve tedavi uzun sürebilir.

2. Doktor Tarafından Uygulanan Tedaviler (Klinik/Muayenehane Ortamında):

  • Kriyoterapi (Dondurma Tedavisi): Sıvı nitrojen (-196°C) veya karbondioksit spreyi kullanılarak siğillerin dondurulmasıdır. Çok sık kullanılan, etkili bir yöntemdir. Siğil dokusu donarak ölür ve birkaç gün içinde kabuklanıp düşer. Genellikle 1-3 hafta arayla birkaç seans uygulama gerekebilir. İşlem sırasında hafif bir yanma veya batma hissi olabilir. Sonrasında su toplanması veya hafif ağrı görülebilir.
  • Trikloroasetik Asit (TCA) veya Bikloroasetik Asit (BCA): %80-90 konsantrasyonlarda kullanılan kimyasal ajanlardır. Doğrudan siğilin üzerine uygulanarak kimyasal yanık oluşturur ve siğil dokusunu tahrip eder. Doktor tarafından dikkatlice uygulanmalıdır, çevre sağlam dokuya zarar verebilir. Genellikle haftalık seanslar halinde uygulanır. Gebelikte güvenle kullanılabilir.
  • Podofilin Reçinesi (%10-25 solüsyon): Bitkisel kökenli, hücre bölünmesini durduran bir ilaçtır. Doktor tarafından dikkatlice siğillerin üzerine sürülür ve hastanın 1-4 saat sonra bölgeyi yıkaması istenir. Ciddi tahrişe neden olabileceği için geniş alanlara uygulanmaz ve gebelikte kesinlikle kullanılmaz. Günümüzde daha az tercih edilmektedir.
  • Cerrahi Eksizyon: Özellikle büyük, saplı veya az sayıda siğilin lokal anestezi altında bistüri veya makas ile kesilerek çıkarılmasıdır. Genellikle tek seansta tedavi sağlar ancak dikiş gerektirebilir ve iz bırakabilir. Biyopsi için de uygun bir yöntemdir.
  • Elektrokoterizasyon (Yakma Tedavisi): Elektrik akımı üreten bir cihaz (koter) kullanılarak siğillerin yakılmasıdır. Genellikle lokal veya bölgesel anestezi gerektirir. Özellikle yaygın veya büyük siğillerde kullanılabilir. Duman çıkarır ve iyileşme süresi biraz daha uzun olabilir.
  • Lazer Tedavisi (CO2 Lazer Ablasyonu): Lazer ışını kullanılarak siğillerin buharlaştırılması veya kesilerek çıkarılmasıdır. Özellikle çok yaygın, büyük veya diğer tedavilere dirençli siğillerde tercih edilebilir. Genellikle anestezi gerektirir ve diğer yöntemlere göre daha maliyetlidir. Özel ekipman ve deneyim gerektirir.

Tedavi Seçimi ve Takip: Prof. Dr. Nuray Bozkurt, sizin için en uygun tedavi yöntemini belirleyecek ve tedavi sonrası takip planınızı oluşturacaktır. Unutulmamalıdır ki, hiçbir tedavi yöntemi HPV virüsünü vücuttan tamamen atmaz. Tedavi sadece görünen siğilleri yok eder. Bağışıklık sistemi virüsü kontrol altına alana kadar siğillerin tekrarlama (nüks) olasılığı vardır (%25-65 arası). Bu nedenle tedavi sonrası düzenli takip önemlidir.

HPV Enfeksiyonu ve Rahim Ağzı Kanseri İlişkisi: Tarama ve Korunmanın Önemi

Genital siğiller genellikle düşük riskli HPV tiplerinden kaynaklansa da, HPV enfeksiyonu denilince akla gelen en önemli sağlık sorunu rahim ağzı (serviks) kanseridir. Yüksek riskli HPV tipleri bu kanserin ana nedenidir. Bu nedenle, HPV’den korunma ve rahim ağzı kanseri taraması büyük önem taşır:

  • Düzenli Tarama: Rahim ağzı kanserini ve kanser öncüsü lezyonları erken evrede saptamanın en etkili yolu düzenli jinekolojik kontroller ve tarama testleridir. Türkiye’deki ulusal tarama programı ve güncel kılavuzlar doğrultusunda genellikle 21-30 yaş arası 3 yılda bir Pap smear testi, 30-65 yaş arası ise 5 yılda bir Pap smear ve HPV testinin birlikte (Ko-test) yapılması veya sadece HPV testinin yapılması önerilmektedir. Tarama sonuçlarınız anormal çıkarsa, Prof. Dr. Nuray Bozkurt kolposkopi gibi ileri değerlendirmeleri yapacaktır.
  • HPV Aşıları: HPV’ye bağlı kanserlerden ve genital siğillerden korunmanın en etkili yolu HPV aşılarıdır. Piyasada bulunan aşılar (Gardasil, Gardasil 9, Cervarix) kansere en sık neden olan (Tip 16, 18 gibi) ve/veya genital siğillere en sık neden olan (Tip 6, 11 gibi) HPV tiplerine karşı yüksek oranda koruma sağlarlar. Aşıların koruyucu olduğu, mevcut enfeksiyonu veya lezyonu tedavi etmediği unutulmamalıdır. İdeal olarak aşıların cinsel aktivite başlamadan önce, 9-14 yaş arasındaki kız ve erkek çocuklara yapılması önerilir. Ancak daha ileri yaşlarda da (26 yaşına kadar, bazen doktor önerisiyle 45 yaşına kadar) aşı yapılabilir ve fayda sağlayabilir. Prof. Dr. Nuray Bozkurt, aşı takvimi ve size uygunluğu konusunda danışmanlık vermektedir.
  • Güvenli Cinsel Yaşam: Tek eşlilik veya partner sayısını sınırlamak HPV bulaşma riskini azaltır. Prezervatif (kondom) kullanımı her zaman önerilir; HPV’ye karşı tam koruma sağlamasa da bulaşma riskini önemli ölçüde azaltır.
  • Sigara Kullanmamak: Sigara içmek, bağışıklık sistemini zayıflatarak HPV enfeksiyonunun vücutta kalıcı olma ve kansere ilerleme riskini artırır.

Ankara’da HPV ve Genital Siğil Tedavisi: Prof. Dr. Nuray Bozkurt ile Güvenilir ve Kapsamlı Yaklaşım

Prof. Dr. Nuray Bozkurt, HPV enfeksiyonları, genital siğiller ve HPV’nin neden olduğu diğer jinekolojik sorunlar konusunda Ankara‘da hastalarına bilimsel verilere dayalı, güncel ve kapsamlı bir hizmet sunmaktadır:

  • Doğru Bilgilendirme ve Danışmanlık: HPV’nin ne olduğu, nasıl bulaştığı, riskleri, korunma yolları ve tedavi seçenekleri hakkında hastalarını doğru ve anlaşılır bir şekilde bilgilendirir.
  • Etkin Tarama ve Tanı: Rahim ağzı kanseri taramalarını (Pap smear, HPV testi) güncel kılavuzlara uygun olarak yapar. Anormal sonuçları olan hastaları kolposkopi ile detaylı olarak değerlendirir. Genital siğillerin tanısını doğru bir şekilde koyar.
  • Kişiye Özel Siğil Tedavisi: Hastanın siğillerinin sayısı, boyutu, yeri ve tercihlerine göre en uygun tedavi yöntemini (kriyoterapi, TCA, elektrokoter, cerrahi eksizyon vb.) seçer ve uygular.
  • HPV Aşısı Danışmanlığı: Hastalarına HPV aşıları hakkında bilgi verir ve aşı takvimi konusunda danışmanlık yapar.
  • Hasta Mahremiyeti ve Psikolojik Destek: HPV ve genital siğillerin hassasiyetinin farkında olarak, hastalarına yargılamadan, anlayışlı ve destekleyici bir yaklaşımla hizmet verir. Hasta mahremiyetine en üst düzeyde özen gösterir.
  • Kolay Ulaşılabilirlik: Tedavi süreci veya takip konusundaki sorularınız için kliniğine kolayca ulaşabilirsiniz (0538 983 18 78)(0312 284 00 12).

Eğer genital bölgenizde siğil benzeri oluşumlar fark ettiyseniz, HPV taşıdığınızı öğrendiyseniz, Pap smear veya HPV testinizle ilgili sorularınız varsa veya HPV aşısı hakkında bilgi almak istiyorsanız, çekinmeden uzman bir hekime başvurmalısınız. Ankara‘daki kliniğimizde Prof. Dr. Nuray Bozkurt’tan randevu alarak tüm sorularınıza yanıt bulabilir, gerekli değerlendirmeleri yaptırabilir ve size özel tedavi veya takip planınızı oluşturabilirsiniz. Randevu için 0538 983 18 78 numaralı telefondan bize ulaşın.

Merak Ettikleriniz

HPV (İnsan Papilloma Virüsü), çok yaygın, cinsel temasla (cilt teması dahil) bulaşan bir virüs grubudur. Çoğu zaman hiçbir belirti vermez ve bağışıklık sistemi tarafından kendiliğinden temizlenir.

Düşük riskli HPV tiplerinin neden olduğu, genital bölgede veya anüs çevresinde görülen iyi huylu et beni benzeri veya karnabahar görünümlü deri/mukoza kabartılarıdır. Genellikle doktor muayenesi ile tanınır.

Genital siğillerin kendisi kanser değildir ve kansere dönüşmezler. Bunlara neden olan HPV tipleri (genellikle Tip 6 ve 11) düşük riskli tiplerdir. Ancak siğili olan bir kişide aynı zamanda yüksek riskli (kanser yapıcı) başka bir HPV tipi de bulunabilir, bu nedenle düzenli rahim ağzı kanseri taraması önemlidir.

Tedavi, siğilleri yok etmeye yöneliktir. Hastanın kendi uyguladığı kremler (Podofiloks, İmikimod) veya doktorun uyguladığı yöntemler (Kriyoterapi-dondurma, TCA-asit uygulama, Elektrokoter-yakma, Cerrahi çıkarma, Lazer) kullanılabilir. Yöntem siğilin tipine, yerine ve sayısına göre seçilir.

Hayır, tedavi sadece görünen siğilleri yok eder, HPV virüsünü vücuttan tamamen atmaz. Bağışıklık sistemi virüsü kontrol altına alana kadar siğillerin tekrarlama olasılığı vardır.

Yüksek riskli HPV tipleri (en sık Tip 16 ve 18), rahim ağzı kanserinin ana nedenidir. Ayrıca vulva, vajina, anüs, penis ve boğaz kanserlerine de yol açabilirler. Genellikle belirti vermezler, tarama testleri ile saptanırlar.

En etkili korunma yolları düzenli Pap smear ve/veya HPV testi ile tarama yaptırmak ve HPV aşısı olmaktır. Güvenli cinsel yaşam ve sigara kullanmamak da önemlidir.

Aşı ideal olarak cinsel aktivite başlamadan önce 9-14 yaş arası kız ve erkek çocuklara yapılır. Ancak 26 yaşına kadar (bazen 45 yaşına kadar) yapılabilir. Aşı koruyucudur, tedavi edici değildir. Siğiliniz veya mevcut HPV enfeksiyonunuz olsa bile, aşıda bulunan diğer tiplere karşı korunmak için aşı olmanız genellikle önerilir. Doktorunuzla konuşmalısınız.

HPV enfeksiyonu ve genital siğiller çok yaygındır. Utanılacak bir durum değildir. Önemli olan doğru bilgiye ulaşmak, gerekli tedaviyi olmak ve korunma yöntemlerini öğrenmektir. Güvendiğiniz bir doktorla konuşmaktan çekinmeyin.

HPV enfeksiyonları, genital siğillerin tedavisi, rahim ağzı kanseri taraması ve HPV aşıları hakkında danışmanlık ve hizmet almak için Prof. Dr. Nuray Bozkurt’un Ankara‘daki kliniğine 0538 983 18 78 numaralı telefondan ulaşarak randevu alabilirsiniz.

Tanı ve tedavi süreçleriyle ilgili bilgi almak için iletişime geçebilirsiniz.